Onlardan bir topluluk şöyle diyordu: "Allah’ın helâk edeceği ve şiddetli bir ceza ile cezalandıracağı topluma niye öğüt veriyorsunuz?" Onlar da: "Rabbinize karşı bir mazeret beyan edelim diye bir de belki sakınırlar/takvalı olurlar diye öğüt veriyoruz." dediler.
الترجمة التركية - مركز رواد الترجمة
Onlardan bir topluluk şöyle diyordu: Allah’ın helak edeceği ve şiddetli bir ceza ile cezalandıracağı topluma niye öğüt veriyorsunuz? Rabbinize karşı bir mazeret beyan edelim diye bir de belki sakınırlar/takvalı olurlar! diye cevap verdiler.
الترجمة التركية - شعبان بريتش
İçlerinden bir topluluk: «Allah'ın helâk edeceği yahut şiddetli bir şekilde azap edeceği bir kavme ne diye öğüt veriyorsunuz?» dedi. (Öğüt verenler) dediler ki: "Rabbimize mazeret olmak üzere.. Belki sakınırlar" demişlerdi.
الترجمة التركية - مجمع الملك فهد
Ey Rasûl! Hani içlerinden bir grup, onları bu kötü işlerden yasaklamış ve onları sakındırmıştı. Bu gruba başka bir grup: "Allah'ın kendilerini dünyada işledikleri günahları ile helâk edeceği yahut kıyamet gününde şiddetli bir azap ile cezalandıracağı bir kavme niçin öğüt veriyorsunuz?" dediği zaman öğüt verenler; iyiliği emretmemiz ve kötülükten nehyetmemiz bize emredildiği içindir. Biz onlara nasihat ediyoruz ki Rabbimiz nasihat etmeyi terk ettiğimiz için bizi cezalandırmasın. Belki öğütten faydalanırlar, bulundukları ve işlemekte oldukları günahlardan da sakınırlar.
الترجمة التركية للمختصر في تفسير القرآن الكريم
وَإِذۡ قَالَتۡ أُمَّةٞ مِّنۡهُمۡ لِمَ تَعِظُونَ قَوۡمًا ٱللَّهُ مُهۡلِكُهُمۡ أَوۡ مُعَذِّبُهُمۡ عَذَابٗا شَدِيدٗاۖ قَالُواْ مَعۡذِرَةً إِلَىٰ رَبِّكُمۡ وَلَعَلَّهُمۡ يَتَّقُونَ
Içlerinden bir topluluk, "Allah'in helâk edecegi, ya da çetin bir azapla cezalandiracagi bir kavme ne diye nasihat ediyorsunuz" dedigi vakit, o uyarida bulunanlar dediler ki; "Rabbiniz tarafindan mazur görülmemiz için, bir de belki günahlardan sakinirlar diye."
Turkish - Turkish translation
وَإِذۡ قَالَتۡ أُمَّةٞ مِّنۡهُمۡ لِمَ تَعِظُونَ قَوۡمًا ٱللَّهُ مُهۡلِكُهُمۡ أَوۡ مُعَذِّبُهُمۡ عَذَابٗا شَدِيدٗاۖ قَالُواْ مَعۡذِرَةً إِلَىٰ رَبِّكُمۡ وَلَعَلَّهُمۡ يَتَّقُونَ
Aralarından bir topluluk: "Allah'ın yok edeceği veya şiddetli azaba uğratacağı bir millete niçin öğüt veriyorsunuz?" dediler. Öğüt verenler: "Rabbinize, hiç değilse bir özür beyan edebilmemiz içindir, belki Allah'a karşı gelmekten sakınırlar" dediler.
Diyanet Isleri - Turkish translation