Elini çıkardı. Ne görsünler! O bakanlara bembeyaz parlıyordu.
الترجمة التركية - مركز رواد الترجمة
Elini koynundan çıkardı. Birden o bakanların (gözünü kamaştıran) bembeyaz (bir el) oluverdi.
الترجمة التركية - شعبان بريتش
Ve elini (cebinden) çıkardı. Birdenbire o da seyredenlere bembeyaz görünüverdi.
الترجمة التركية - مجمع الملك فهد
Elini gömleğinin göğüs tarafından ya da koltuk altından çıkararak gösterdi. Eli bembeyazdı. Bu beyazlık abraş hastalığı olan kişilerdeki beyazlık gibi değildi. Elinin şiddetli beyazlığından dolayı bakanlara ışıldamaya başladı.
الترجمة التركية للمختصر في تفسير القرآن الكريم
وَنَزَعَ يَدَهُۥ فَإِذَا هِيَ بَيۡضَآءُ لِلنَّـٰظِرِينَ
Ve Musa elini koynundan çikariverdi, eli bembeyaz olmus, bakanlarin gözünü kamastiriyordu.
Turkish - Turkish translation
وَنَزَعَ يَدَهُۥ فَإِذَا هِيَ بَيۡضَآءُ لِلنَّـٰظِرِينَ
Musa, asasını yere atar atmaz apaçık bir yılan (ejderha) oluverdi; elini çıkardı, bakanlar bembeyaz olduğunu gördüler.
Diyanet Isleri - Turkish translation