Onlar: “Hükümdarın (ölçü) kabını kaybettik. Onu getirene bir deve yükü ödül var. (Münadi): Ben buna kefilim” dedi.
الترجمة التركية - مركز رواد الترجمة
Hükümdarın su kabını kaybettik. Onu getirene bir deve yükü (mükâfat) vardır. Buna ben kefil oluyorum, dediler.
الترجمة التركية - شعبان بريتش
Kralın su kabını arıyoruz; onu getirene bir deve yükü (bahşiş) var dediler. (İçlerinden biri:) Ben buna kefilim, dedi.
الترجمة التركية - مجمع الملك فهد
Münadi ve yanında onunla birlikte olan arkadaşları Yusuf'un kardeşlerine şöyle dediler: "Hükümdarın ölçü için kullandığı kabı kayboldu. Kim, biz aramadan bu kabı getirirse ona bir deve yükü ödül vardır." dediler. Münadi: "Ben o kimseye bunun garantisini veriyorum."
الترجمة التركية للمختصر في تفسير القرآن الكريم
قَالُواْ نَفۡقِدُ صُوَاعَ ٱلۡمَلِكِ وَلِمَن جَآءَ بِهِۦ حِمۡلُ بَعِيرٖ وَأَنَا۠ بِهِۦ زَعِيمٞ
Onlar da dediler ki: "Hükümdarin su kabini ariyoruz. Onu bulup getirene bir yük zahire var. Üstelik o tas bana zimmetlidir".
Turkish - Turkish translation
قَالُواْ نَفۡقِدُ صُوَاعَ ٱلۡمَلِكِ وَلِمَن جَآءَ بِهِۦ حِمۡلُ بَعِيرٖ وَأَنَا۠ بِهِۦ زَعِيمٞ
"Hükümdarın su kabını kaybettik, onu getirene bir deve yükü mükafat verilecek, buna ben kefil oluyorum" dediler.
Diyanet Isleri - Turkish translation