Ey iman edenler! Mü'min kadınları nikahlayıp da, henüz zifafa girmeden önce onları boşarsanız, sizin için üzerlerine sayacağınız bir iddet yoktur. Kendilerine bağışta bulunarak onları güzellikle serbest bırakın.
الترجمة التركية - مركز رواد الترجمة
Ey iman edenler! Mü’min kadınları nikahlayıp, sonra da onlara dokunmadan/ilişkiye girmeden boşadığınız zaman, bu durumda sizin için üzerlerine sayacağınız bir iddet yoktur. Onlara geçimliklerini verin ve onları güzel bir şekilde bırakın.
الترجمة التركية - شعبان بريتش
Ey iman edenler! Mümin kadınları nikahlayıp da, henüz zifafa girmeden onları boşarsanız, onları sayacağınız bir iddet süresince bekletme hakkınız yoktur. O halde onları (bir bağışla) memnun edin ve onları güzel bir şekilde serbest bırakın.
الترجمة التركية - مجمع الملك فهد
Ey Allah'a iman edip, kendilerine gönderdiği din ile amel edenler! Eğer Mü'min kadınları nikahlar, sonra da onları kendilerine ilişmeden/cinsel ilişkiye girmeden önce boşarsanız; bu durumda sizin için üzerlerine sayacağınız bir iddet yoktur. Gördükleri hayızın ya da ayların sayısının hesabını yaparak iddet beklemelerine gerek yoktur. Çünkü onlarla ilişkiye girilmediği için rahimlerinde çocuk olmadığı kesin olarak bilinmektedir. O halde onların boşanma sebebi ile kırılan hatırları için mallarınızdan gücünüzün elverdiği kadarını zorunlu olarak verin. Sonra da onların yollarını serbest bırakın. Herhangi bir eziyete uğramadan ailelerine dönsünler.
الترجمة التركية للمختصر في تفسير القرآن الكريم
يَـٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوٓاْ إِذَا نَكَحۡتُمُ ٱلۡمُؤۡمِنَٰتِ ثُمَّ طَلَّقۡتُمُوهُنَّ مِن قَبۡلِ أَن تَمَسُّوهُنَّ فَمَا لَكُمۡ عَلَيۡهِنَّ مِنۡ عِدَّةٖ تَعۡتَدُّونَهَاۖ فَمَتِّعُوهُنَّ وَسَرِّحُوهُنَّ سَرَاحٗا جَمِيلٗا
Ey iman edenler! Mümin kadinlari nikâh edip de sonra onlara dokunmadan bosadiginiz zaman, sizin için üzerlerinde sayacaginiz bir iddet hakkiniz yoktur. Derhal müt'alarini (mehirleri belirlenmedigi takdirde yararlanacaklari bir mal) verip onlari güzel bir sekilde saliverin.
Turkish - Turkish translation
يَـٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوٓاْ إِذَا نَكَحۡتُمُ ٱلۡمُؤۡمِنَٰتِ ثُمَّ طَلَّقۡتُمُوهُنَّ مِن قَبۡلِ أَن تَمَسُّوهُنَّ فَمَا لَكُمۡ عَلَيۡهِنَّ مِنۡ عِدَّةٖ تَعۡتَدُّونَهَاۖ فَمَتِّعُوهُنَّ وَسَرِّحُوهُنَّ سَرَاحٗا جَمِيلٗا
Ey inananlar! Mümin kadınlarla nikahlanıp, onları, temasta bulunmadan boşadığınızda, artık onlar için size iddet saymaya lüzum yoktur. Kendilerine bağışta bulunarak onları güzellikle serbest bırakın.
Diyanet Isleri - Turkish translation