Kendilerini ticaretin de, alışverişin de Allah’ı zikretmekten, namazdan ve zekâtı vermekten alıkoymadığı erlerdir. Onlar, kalplerin ve gözlerin ters döneceği bir günden korkarlar.
الترجمة التركية - مركز رواد الترجمة
(Onlar) Ticaretin, alışverişin, kendilerini Allah’ın zikrinden, namazı ikame etmekten, zekat vermekten alıkoyamadığı adamlardır. Onlar, kalplerin ve gözlerin ters döneceği bir günden korkarlar.
الترجمة التركية - شعبان بريتش
Onlar, ne ticaret ne de alışverişin kendilerini Allah’ı anmaktan, namaz kılmaktan ve zekât vermekten alıkoyamadığı insanlardır. Onlar, kalplerin ve gözlerin allak bullak olduğu bir günden korkarlar.
الترجمة التركية - مجمع الملك فهد
O kimseler ki; onları ne ticaret ve ne de alışveriş Allah Teâlâ'nın zikrinden, namazı en kâmil bir şekilde dosdoğru kılmaktan ve zekatı vermekten alıkoyabilir. Kıyamet gününden korkarlar. O gün, kalplerin azaptan kurtulmak arzusu ile azaba çarptırılmak korkusu arasında kararsız kaldığı ve gözlerin hangi yöne bakacağı hakkında bir o yana bir bu yana dönüp durduğu gündür.
الترجمة التركية للمختصر في تفسير القرآن الكريم
رِجَالٞ لَّا تُلۡهِيهِمۡ تِجَٰرَةٞ وَلَا بَيۡعٌ عَن ذِكۡرِ ٱللَّهِ وَإِقَامِ ٱلصَّلَوٰةِ وَإِيتَآءِ ٱلزَّكَوٰةِ يَخَافُونَ يَوۡمٗا تَتَقَلَّبُ فِيهِ ٱلۡقُلُوبُ وَٱلۡأَبۡصَٰرُ
Birtakim insanlar (Allahi tesbih ederler) ki, ne ticaret ne de alis veris onlari Allah'i anmaktan, namaz kilmaktan ve zekat vermekten alikoymaz. Onlar, kalplerin ve gözlerin allak bullak oldugu bir günden korkarlar.
Turkish - Turkish translation
رِجَالٞ لَّا تُلۡهِيهِمۡ تِجَٰرَةٞ وَلَا بَيۡعٌ عَن ذِكۡرِ ٱللَّهِ وَإِقَامِ ٱلصَّلَوٰةِ وَإِيتَآءِ ٱلزَّكَوٰةِ يَخَافُونَ يَوۡمٗا تَتَقَلَّبُ فِيهِ ٱلۡقُلُوبُ وَٱلۡأَبۡصَٰرُ
Bunları ne ticaret ve ne de alışveriş Allah'ı anmaktan, namaz kılmaktan, zekat vermekten alıkoyar. Bunlar, gönüllerin ve gözlerin döneceği günden korkarlar.
Diyanet Isleri - Turkish translation