Hani Şeytan, onlara yaptıklarını süslemiş ve; “Bu gün artık insanlardan size galip gelecek (kimse) yok, mutlaka ben de size yardımcıyım.” demişti. Fakat iki taraf (savaş alanında) yüz yüze gelince (Şeytan), gerisin geriye dönüp; “Ben sizden uzağım. Çünkü ben sizin görmediğiniz şeyler (melekler) görüyorum. Ben Allah’tan korkarım. Allah, cezası çetin olandır.” demişti.
الترجمة التركية - مركز رواد الترجمة
Şeytan onların (müşriklerin) yaptıklarını kendilerine süslü göstererek şöyle dedi: Size bugün hiç kimse galip gelemez. Nitekim ben de sizin yardımcınızım. İki ordu karşılaşınca da: Ben sizden uzağım, ben sizin görmediklerinizi görüyorum. Ben şüphesiz Allah’tan korkarım, Allah’ın azabı çok şiddetlidir diyerek arkasını dönüp kaçtı.
الترجمة التركية - شعبان بريتش
Hani şeytan onlara yaptıklarını güzel gösterdi de: Bugün insanlardan size galip gelecek kimse yoktur, şüphesiz ben de sizin yardımcınızım, dedi. Fakat iki ordu birbirini görünce ardına döndü ve: Ben sizden uzağım, ben sizin göremediklerinizi (melekleri) görüyorum, ben Allah'tan korkuyorum; Allah’ın azabı şiddetlidir, dedi.
الترجمة التركية - مجمع الملك فهد
-Ey Mü'minler!- Allah'ın sizin üzerinize olan nimetlerini hatırlayın. Hani Şeytan müşriklere yapmış oldukları amellerini güzel göstermiş, onları savaşmak için Müslümanlarla karşılaşmaları hususunda cesaretlendirmiş ve onlara şöyle demişti: "Bugün sizi yenecek bir kimse yoktur. Şüphesiz ben de sizin yardımcınızım, sizi düşmanlarınıza karşı korurum." İki grup karşılaştığında: Mü'minlerin grubu, kendilerine yardım eden meleklerle beraberdi. Müşriklerin grubunun beraberlerinde ise Şeytan vardı. Öyle ki o onları alçalttı, onları terk ederek kaçtı ve müşriklere şöyle dedi: "Ben, sizden uzağım, ben (sizin görmediklerinizi) Mü'minlere yardım etmek için gelen melekleri görüyorum. Ben, Allah'ın beni helak etmesinden korkarım. Allah'ın cezalandırması şiddetlidir. Hiç kimse O'nun cezalandırmasına tahammül edemez."
الترجمة التركية للمختصر في تفسير القرآن الكريم
وَإِذۡ زَيَّنَ لَهُمُ ٱلشَّيۡطَٰنُ أَعۡمَٰلَهُمۡ وَقَالَ لَا غَالِبَ لَكُمُ ٱلۡيَوۡمَ مِنَ ٱلنَّاسِ وَإِنِّي جَارٞ لَّكُمۡۖ فَلَمَّا تَرَآءَتِ ٱلۡفِئَتَانِ نَكَصَ عَلَىٰ عَقِبَيۡهِ وَقَالَ إِنِّي بَرِيٓءٞ مِّنكُمۡ إِنِّيٓ أَرَىٰ مَا لَا تَرَوۡنَ إِنِّيٓ أَخَافُ ٱللَّهَۚ وَٱللَّهُ شَدِيدُ ٱلۡعِقَابِ
Seytan, onlara amellerini güzel gösterdigi zaman, "Bu gün insanlardan size galip gelecek yoktur, ben de size yardimciyim." demisti. Fakat iki tarafin karsi karsiya geldigi görününce arkasini dönüp kaçti ve söyle dedi: "Ben sizden kesinlikle uzagim. Ben sizin göremeyeceginiz seyler görüyorum ve ben Allah'dan korkarim. Ayrica Allah'in azabi çok çetindir."
Turkish - Turkish translation
وَإِذۡ زَيَّنَ لَهُمُ ٱلشَّيۡطَٰنُ أَعۡمَٰلَهُمۡ وَقَالَ لَا غَالِبَ لَكُمُ ٱلۡيَوۡمَ مِنَ ٱلنَّاسِ وَإِنِّي جَارٞ لَّكُمۡۖ فَلَمَّا تَرَآءَتِ ٱلۡفِئَتَانِ نَكَصَ عَلَىٰ عَقِبَيۡهِ وَقَالَ إِنِّي بَرِيٓءٞ مِّنكُمۡ إِنِّيٓ أَرَىٰ مَا لَا تَرَوۡنَ إِنِّيٓ أَخَافُ ٱللَّهَۚ وَٱللَّهُ شَدِيدُ ٱلۡعِقَابِ
Şeytan onlara işlediklerini güzel gösterdi ve "Bugün insanlardan sizi yenecek kimse yoktur; doğrusu ben de size yardımcıyım" dedi. İki ordu karşılaşınca da, geri dönüp, "Benim sizinle ilgim yok; doğrusu sizin görmediğinizi ben görüyorum ve şüphesiz Allah'tan korkuyorum, Allah'ın azabı şiddetlidir" dedi.
Diyanet Isleri - Turkish translation