Hâlbuki daha önce onu (hakkı) inkâr etmişlerdi. Uzak bir yerden gayp hakkında atıp tutuyorlardı.
الترجمة التركية - مركز رواد الترجمة
Oysa daha önce ona küfretmişlerdi. Uzak bir yerden gayb hakkında atıp tutuyorlardı.
الترجمة التركية - شعبان بريتش
Halbuki daha önce onu (hakkı) inkâr etmişlerdi. Uzak bir yerden gayb hakkında atıp tutuyorlardı.
الترجمة التركية - مجمع الملك فهد
Onlar iman edip bu iman onlardan nasıl kabul olur? Hâlbuki, dünya hayatında onlar kâfir idiler. Uzak bir yerden zan ile onun hakkında atıp tuttular, haktan uzak bir şekilde Rasûllullah -sallallahu aleyhi ve sellem- ile ilgili; "O bir sihirbaz, kâhin ve şairdir." dediler.
الترجمة التركية للمختصر في تفسير القرآن الكريم
وَقَدۡ كَفَرُواْ بِهِۦ مِن قَبۡلُۖ وَيَقۡذِفُونَ بِٱلۡغَيۡبِ مِن مَّكَانِۭ بَعِيدٖ
Halbuki daha önce (dünyada) O'nu inkâr etmislerdi. Uzak yerden gayba tas atiyorlardi.
Turkish - Turkish translation
وَقَدۡ كَفَرُواْ بِهِۦ مِن قَبۡلُۖ وَيَقۡذِفُونَ بِٱلۡغَيۡبِ مِن مَّكَانِۭ بَعِيدٖ
Oysa onu daha önce inkar etmişler, uzak bir yer olan dünyadan görünmeyene dil uzatmışlardı.
Diyanet Isleri - Turkish translation